Geçenlerde Dr. Richard Carlson‘ın kişisel gelişim kitabı olan Ufak Şeyleri Dert Etmeyin‘i okurken bir konu başlığına gözüme çarptı. Başlık şöyleydi: “Kışa Hazırlık” Telaşından Kaçının. Doğal olarak aklıma gelen ilk şey sonbaharın sonlarına doğru yaptığımız kışa merhaba hazırlıkları oldu. 😀 (Haksız da sayılmazdım.) Fakat okuyunca bu ifadenin huzurlu yaşamla ilişkisi olduğunu ve en nörotik eğilimlerimizden birini açıklamak için kullanılmış bir benzetme anlamına geldiğini öğrendim. Fikir ise Dr. George Pransky‘ a ait idi.
Bu benzetmeyi şöyle ele alalım: Kışa hazırlanırken çoğu şeyi düzeltmeye; çatlakları, gedikleri, su sızdıracak yerleri tamir etmeye çalışırız. Ki mevsimimiz rahat geçsin, sıkıntı yaşamayalım. Farkında olmasak bile aynı işlemleri ilişkilerimizde ve hayatlarımızda da yapıyoruz. Çevremizdeki insanların aslında normal ama bize tuhaf gelen davranışlarını düzeltmeye ya da gün açığına çıkarmaya çalışıyoruz. İşte burada “kışa hazırlık” kavramının nasıl bir benzetme olduğunu daha iyi anlayabiliriz. Yaşamın içindeki çatlak ve gedikleri, yani sorunları bulup onarmaya ya da insanlara göstermeye çalışmak kışa hazırlık içinde olduğumuz anlamına gelir. Bu tutum kendiniz ve çevreniz için sonucu iyi şeyler doğurmaz. Sizi hayatın olumsuz yönlerini görmeye iter, insanlarla aranızın açılmasına ve ilişkilerinizin bozulmasına dâhi sebep olur.
Peki kışa hazırlık nasıl ortaya çıkar? Önce bunu konuşup sonra da neler yapabileceğimize bakalım.
Nasıl ortaya çıkar?
Yeni birisiyle tanıştığınızı farz edelim. Bu kişi sizin kafa yapınızla uyuşan bir kişi olsun. Yani zekasını, espri yeteneğini, konuşmasını, ilgi alanlarını, görünümünü beğeniyor olun. Ne var ki zaman geçtikçe bu kişinin eksiklerini tamamlamaya, yaptığı yanlışları da düzeltmeye çalıştığınızı fark ettiniz. ” Ya, ben seni hiç kitap okurken görmüyorum, pek sevmiyorsun galiba.” veya “Buluşmalara sürekli böyle geç mi kalırsın?” gibi söylemlerde bulunmaya başladınız. Tebrikler, kışa hazırlığa yakalandınız! 😀
Aynı şeyi bazen ben de arkadaşlarıma yapıyorum. Onları çok sevmeme rağmen kiminin üşengeçliğini kiminin sürekli söylenmesini yüzüne vuruyorum. Haliyle her iki tarafta rahatsız hissediyor, kırılıyor, üzülüyor. Fakat söylemekte fayda var; arada bir yaptığımız küçük yorumlar, yapıcı eleştiriler ve yol göstermek için söylenen sözler bu yanlış davranışa girmiyor.
Peki bu hatalı davranıştan nasıl kurtulabiliriz?
Elbette ki kışa hazırlıktan tamamen arınmak kolay olmayacaktır. Fakat bunu en aza indirmenin yollarını arayabiliriz. Öncelikle bunun ilişkilerimize verdiği zararı, doğuracağı sonuçları düşünmekte fayda var. Arada bir yaptığımız olumsuz yorumların ya da görüşlerin bile hayatımızı şekillendireceğini ve yaşama bakış tarzımızın o doğrultuda değişeceğini bilmemiz gerekiyor.
Ailemiz, okul-iş hayatımız ve dostlarımızla olan ilişkilerimizde kışa hazırlık eğilimine düştüğünüzü fark eder etmez kendinize, bunun size hiç bir yarar sağlamayacağını hatırlayın ve hemen bu davranıştan uzaklara doğru koşun. Eminim ki bunu ne kadar az yaparsanız o kadar mutlu olacaksınız. Hayatın güzelliklerini, neşesini benimseyeceksiniz. 🙂
Karşılıklı ilişkilerde karşılıklı saygı varsa zaten bir eleştiride bulunulduğu zaman karşıdaki de onu anlayışla karşılar. Ancak değişmeye dirençli biriyse ne deseniz boştur. Bunda ısrar etmeniz karşıdakini düzeltmemesinin yanında bize zarar verir. Bu yüzden bazı insanları olduğu gibi kabul etmek gerekiyor bence. Aslında bu anlattıklarınızın özeti konuşmadan önce iki kere düşünmekten geçiyor. Zaten çoğu tartışma gereksiz yere söyleneni yanlış anlamaktan çıkmıyor mu 🙂
Çok doğru söylediniz gerçekten. Farkındalığa açık olmayan bilinçsiz kişilere ne söylesek boş. Dediğiniz gibi zararı en çok kendimize ediyoruz aslında. Düşüncelerimiz için kışa hazırlık yapmak, konuşmadan önce 2 kere düşünmek tüm sorunları çözecek belki de. 🙂